ENGELLİ Çocukla Yaşamak

Gönderen merve Can


Özürlü çocuk aile üzerinde etki yaptığı gibi ailenin tepkisi de çocuğun duygusal gelişimini etkiler.Bu nedenle aileye yapılacak psikolojik destek çocuğun gelişimine yardımcı olur ve aileyi olumlu yönde etkiler. Özürlü çocuk aile üzerinde etki yaptığı gibi ailenin tepkisi de çocuğun duygusal gelişimini etkiler.Bu nedenle aileye yapılacak psikolojik destek çocuğun gelişimine yardımcı olur ve aileyi olumlu yönde etkiler. Özürlü çocuğa sahip olan anne babalar hayal kırıklığı yaşarlar.Özürlü çocuğu olduğunu öğrenen anne baba da ilk haber şok etkisi yaratır.Önce kabullenmek istemezler.Şokun etkisi ve kabullenme süreci geçtikten sonra depresyon,hayal kırıklığı,üzüntü,özre geçmişte yapılan bir hatanın yol açabileceği düşüncesinden kaynaklanan suçluluk duyguları gibi duygular ortaya çıkar. Çocuğun özürlü olmasına karşı anne babalar 3 şekilde tepki göstermektedir. Kabullenme,reddetme ve gizlemedir. Kabul eden anne baba çocuğun potansiyelini doğru olarak algılayabilir;çocuğun özrünü gerçekçi bir şekilde görür;mümkün olan en iyi tıbbi,eğitsel ve yeniden kazandırma servislerine baş vurur;diğer çocuklarına gösterdiği sevgiyi özürlü çocuğuna da gösterir;çocuğu reddetmez ya da sevgiye boğmaz.Hem rasyonel hem de duygusal anlamda kabullenir.Bu kabullenme ile çocuk anne baba ile ilişkisinde kendini daha güvenli hisseder.İki tarafta daha rahat sosyal ilişkiler kurar ve evlilikteki anlaşmazlıklar daha az görülür. Reddeten anne baba çocuğun özrünü kabul etmez ve doktor doktor gezdirip mucize arar. Gizleyen anne babalar çocuklarının özürlerini hem çevreden hem de kendilerinden saklamaya çalışırlar.Çocuğunu hatalı görür,kapasitesini görmezden gelir. Çocuğun özürlü olmasının doğurduğu stres durumu bu 3 tepkiden başka anne baba da narsistik duygular,topluma karşı reaksiyon,suçluluk duyguları ve aşırı koruma gibi tepkiler ortaya çıkarır. Anne baba çocuğu ile o kadar özdeşleşmiştir ki çocuğun ayrı bir var oluşunu kabul etmez.Kendine başarısızlığa uğradığından üzüntü ve kızgınlık duyar.Kendi imajı ile çocuğununkini karşılaştırır. Aile kendini toplumdan soyutlar.Utanç ve suçluluk duyguları artar,çocuğa karşı aşırı koruma ya da reddetme duyguları gelişir. Çocuğun özrünü daha önce kendisinin yapmış olduğu bir davranışa bağlı olduğunu hisseder.Suçluluk duyan anne babanın kendisine öz saygısı azalır.Allah’ın kendilerine verdiği bir ceza olarak görürler

Babanın çocuk gelişimine etkileri

Gönderen merve Can


İnsanoğlu doğumuyla birlikte bütünüyle kendine yabancı bir dünyaya gelir. Daha doğrusu hayatını sürdürebileceği gerekli donanımdan yoksundur. Gelişim süresince edindiği bilgi, beceri ve deneyimle kendine yetecek bağımsız bir birey haline gelir. Çocuğun ilk toplumsal çevresini ailesi oluşturur. Aile çocuğun hem beslenme, korunma gibi fiziksel ihtiyaçlarını, hem de sevgi ve güven gibi duygusal ihtiyaçlarını karşılar. Ayrıca yetiştirme biçimiyle çocuğun kişiliğinin oluşumuna katkıda bulunurken, toplumsal değerleri de çocuğa aktararak sosyalleşmesini sağlar. Tüm bu görevlerden şimdiye dek birinci dereceden sorumlu tutulan genellikle annelerdi. Ancak son yıllarda babanın çocuğun yaşamındaki rolüne ilişkin önem, değişen toplum şartlarıyla birlikte gittikçe artmaktadır. Babayla çocuk ilişkisi anneyle çocuk ilişkisinden hem nitelik, hem de nicelik açısından farklılıklar göstermektedir. Mesela, - Çocuklar 3 yaş ile birlikte anne ve babanın ailedeki rollerinin farklı olduğunu gözlerler. - Anne bebekle daha çok bakımı üzerinden ilgilenirken, babaların oyalama, oynama gibi fiziksel uyaranlar üzerinden bebekleriyle ilişkiye geçtikleri gözlenmiştir. - Babanın çocuk eğitiminde üstlendiği rol daha ziyade disiplin, geleceği planlama gibidir. - Ayrıca baba ailenin sosyalleşmesi açısından dış dünyaya açılan kapısı gibidir. Baba hangi yaştan başlayarak çocuk üzerinde etkilidir, sorusuna verilecek cevap daha ana rahminden başlar.

BABANIN ÇOCUĞUN KİŞİĞİLİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Kişiliğin gelişimini etkileyen üç önemli faktör bulunmaktadır: a) Kalıtımsal faktör b) Aile içi etkileşimler c) Eğitim ve öğrenim,

ONLARDA BİZİM ÇOCUKLARIMIZ..KİMSESİZ ÇOCUKLARIMIZ..

Gönderen merve Can


Bir göz pınarı vardır...Sen ki ey çocuk hiç susma haykır!!Uyandır kış uykusundaki kalpleriErdemi düşünen, senin için ağlayanMuhakkak ki bir göz pınarı vardır…


Niçin Çocukevi Sistemi ile Bakım?



Çocukevleri normal aile hayatına en yakın sistemdir.
Çocuk ve bakıcı anne ilişkisi birebir olduğu için çocuk ihtiyacı olan yeterli ilgi ve sevgiyi alabilmektedir.
Çocukların psikolojik ve fiziksel gelişimi için uygun olan ev ortamı oluşmaktadır.
Çocuklar toplumdan soyutlanmadan, toplumla iç içe bir ortamda yaşamakta ve toplum değerleriyle yetişmektedir.
Toplum hayatında önemli olan değerleri(komşuluk, arkadaşlık, yardımlaşma v.s.) yaşayarak öğrenme ve benimseme imkanı vardır.
Çocukların özel mekanda (kendi odası), özel ilgi ile birebir ders çalışma imkanı arttığı için okul başarısı da artmaktadır.
Çocukların görgü ve nezaket kuralları başta olmak üzere ahlaki kuralları benimsemeleri daha kolay olmaktadır.


NELER YAPABİLİRİZ?
Çocuklarımızın maddi ihtiyacı yok denecek kadar az… Sizden maddi imkan değil; ilgi, sevgi ve şefkat bekliyoruz.Bunu:
Herşeyden önce kalbinizde korunmaya muhtaç çocuklar için bir pencere açarak,
Çocukevleriyle temas kurup, o eve ve çocuklara aracısız manevi destek, yeri gelince maddi destek vererek,
Çocukevlerindeki çocuklara “gönüllü aile” olarak,
Gönüllü kuruluşlar ve yerel yönetim kuruluşları olarak bölgenizde yeni çocukevleri açarak sağlayabilrsiniz.

HADİ ETKİNLİK YAPALIM (:

Gönderen merve Can






bardakları getirsin herkes. kaplumbağa yapalım hepbirlikte:)

















Kırmızı balık gölde:))




















Elleri görelim çocuklar...:)

















TEKERLEME VE BİLMECELER (:

Gönderen merve Can


BİLMECELER

Sıcak evin direğiTıp tıp eder yüreği(BABA)

Dokuz ay zindanda yatarAltı ayda zil çalar oynar(BEBEK)

Özü tatlı,Sözü tatlı,Candan daha değerli(ANNE)

Yattım yumuşakUyudum sıcak sıcak(YATAK)

Askerden küçükPaşadan büyük(ÇOCUK)


İĞNE BATTI CANIMI YAKTI (SAYIŞMACA)Oooo..İğne battıCanımı yaktıTombul kuşArabaya koşArabanın tekeriİstanbul un şekeriHop hop altın topBundan başka oyun yok.


DOLAPTA PEKMEZ YALA YALA BİTMEZ (SAYIŞMACA)dolapta pekmez yala yala btmezon kilo sana yirmi kilo bana aysecik cik cik cikfatmacık cık cık cıksen bu oyundan çık



HİKAYE ÖRNEKLERİ

Gönderen merve Can



KİRAZ AĞACI
Bahçenin birinde bir kiraz ağacı varmış. Ağacın önce beyaz çiçekleri, sonra da kırmızı kırmızı kiraları olurmuş. Kiraz ağacının kapısı konuklara açıkmış. O hiç yalnız kalmazmış. Kiraz ağacının bodrum katında köstebekler, solucanlar otururmuş. Ağacın gövdesinde ise karıncalar, böcekler bulunurmuş. Üst kattaki konuklar ise çiçeklere gelen arılar, dallara konan kuşlarmış.
Bir gün kiraz ağacı evini dolduran bu konuklara dönmüş, şöyle demiş: “Ey konuklar! Söyleyin bakalım daha ne kadar zaman evimde konuk olacaksınız? Bütün gün evimde rahat rahat oturuyorsunuz. Peki bana ne kira ödüyorsunuz?”
Konuklardan solucan ve köstebek hemen konuşmaya başlamışlar: “Bilir misin, biz sana yararlı olmaya çalışıyoruz. Köklerini saldığın toprağı gece gündüz eşeliyoruz. Böylece sen köklerini rahatça daha derinlere salabiliyorsun. Gelişiyorsun.”
Üst kattaki arılar ise şöyle demişler: “Senin çiçeklerinin balını kim çıkarıp topluyor? Niz olmasak senin çiçeklerinden hiç bal alınmazdı.”
Kuşlar ise şöyle konuşmuşlar: “Bizim neşeli sesimiz, şarkımız olmasa senin için sıkılırdı. Seni biz eğlendiriyoruz.”
Böylece kiraz ağacı konuklarının da kendisine bir şeyler verdiğini öğrenmiş. Bir daha da bu konulara hiç karışmamış. Onlar da ağacı hiç yalnız bırakmamışlar. Onu eğlendirmişler, zararlı böceklerden korumuşlar, toprağını temiz tutmuşlar.

Gelişim düzeyine uygun oyuncak seçimi

Gönderen merve Can


Oyun ve oyuncak çocuğun dünyayı, yaşamı, insanları ve kendisinin dünya içerisindeki konumunu güvenli bir ortamda keşfetmesini sağlar. Çocuğun fiziksel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişiminin en önemli kaynağı oyun ve oyuncaklardır. Çocukların işi oyun oynamaktır. Günümüzün bol seçenekli, bol reklamlı dünyasında çocuğunuzun gelişim düzeyine ve yaşına uygun, onu eğlendirirken geliştiren oyuncakları seçmekte zorlanıyorsanız, işte size pratik bir rehber. Aşağıda belli yaşlardaki önemli gelişimler ive bu gelişimleri destekleyen, çocuğun yeni becerilerini kullanması ve geliştirmesini sağlayan oyuncak önerilerini bulacaksınız.


Hangi oyuncaklar? Yüzünüze değişik, eğlenceli ifadeler vermek.Bebeğinizle konuşmak ve ona şarkılar söylemek.Çıngıraklar ve müzikli oyuncaklar.Yumuşak, sıkınca ses çıkaran oyuncak ve toplar (topların çapı en az 44 mm. olmalıdır) .Kırılmaz aynalar.Dişlikler.Parlak resimler.Bebeğin kolayca tutabileceği küçük oyuncaklar.Kumaş kitaplar.Birbirine geçen plastik halkalar.

YAŞ TEMEL SOSYAL VE DİL İŞLEVİ

Gönderen merve Can



Doğum
İnsan sesiyle rahatlar, ağlaması yaygın olarak rahatsızlık ve açlık ifade eder.
6 hafta
İnsan sesine tepki verir, yumuşak ve keyifli sesler çıkarır; yardım istediği zaman ağlar.
2 ay
Değişik sesleri ayırdetmeye başlar; yumuşak ses tonu daha çok gırtlaktan çıkar.
3 ay
Başını sese doğru yönlendirir; başkalarının konuşmasına sesle cevap verir; mırıltıya başlar, ve değişik heceleri ritmik şekilde tekrarlar.
4 ay
Değişik ses perdelerini kullanmaya başlar, ses tonlarını taklit eder.
6 ay
Başkaları tarafından çıkarılan sesleri taklit etmeye başlar.
9 ay
Yetişkinlerin tonlamasına benzer şekilde anlam ifade eden tonlamalar yapar.
12 ay
Kelime hazinesini geliştirmeye başlar; 12 aylık bir bebeğin kullandığı 5-10 kelimesi olabilir ve sonraki 6 ayda iki katına çıkacaktır.
24 ay
Kelime hazinesi hızlı bir şekilde artar ve tahminen 200-300 kelimeye ulaşabilir; kelimeler genellikle günlük nesnelerdir; ifadeleri tek kelimeliktir.
36 ay
900-1000 arası kelime hazinesi vardır; 3-4 kelimelik basit cümleler kurar (özne ve yüklem); iki kelimeli komut cümlelerini anlar.

ÇOCUK VE RESİM

Gönderen merve Can



Çocuklar büyüyüp,olgunlaştıkça resimleri daha ayrıntılı oranlı ve gerçekçi olur. Her yaş dönemi resimlerinin belirgin özellikleri vardır.


1-KARALAMA DÖNEMİ (1-4)YAŞ ARASI :Çocuklar bu yaşlar arasında gelişi güzel çizimler yaparlar. Resimler daha çok oyun amaçlıdır. Çizgiler,tren rayı vb. dir. Karalama Örneklerinden bazıları şunlardır.
2-ŞEMA ÖNCESİ DÖNEM (4-7) YAŞ ARASI :Üç yaş çocuğu tipik yuvarlak kafa çizebilir. İnsan çiz değince baş ve ayakları olan insan çizebilirler. Yüz hatlarını belirleyebilir. Dört yaş çocuğu kolları ve bacakları olan çöp adam çizebilirler. Beş yaşındaki çocuğunun yaptığı insan ve evler daha belirgin olmaktadır. Altı yaş çocuğunun yaptığı resimler de artık yavaş yavaş konuda vardır. Resimlerde yer zemini çizgisi mevcuttur. Resimlerde saydamlık da vardır. Örneğin ev çizimlerinde evin içindeki eşyalarında çiziliyor olması gibi.
var
RENKLERİN ANLAMLARI (4-7) YAŞ ARASI :Dört beş yaşlarındaki çocuklar genelde renk ayrımı yapmadan resmi boyarlar. Bu yaşlarda ana ve ara renkleri öğrenebilirler. Mutlu resimlerde genelde sarı renk, üzüntülü resimlerde genelde kahverengi renk daha ağırlıktadır. Unutulmamalıdır ki çocuk hangi rengi seviyorsa ,resimlerde ağırlık o renge doğrudur. Resimlerde ağırlık kırmızı renkse iddiacılığı ve saldırganlığı temsil eder. Pembe,sarı,turuncu......gibi sıcak renkleri seçen çocuklar sevecen,uyumlu,işbirlikçi......dir. Siyah,mavi,yeşil,kahverengi gibi soğuk renkleri seçen çocuklar, baskıcı aile ortamında yetişen iddiacı,çekingen,güçlükle kontrol edilen,uyumsuz,gerçek duygularını bastıran .... çocukları temsil edebilir.

OYUN ÖRNEKLERİ

Gönderen merve Can


KEDi VE FARE
Öğrenciler bir veya iki halka üzerinde sıralanır. Yüzleri içe dönüktür. Bir oyuncu kedi olarak seçilir. Bu dairenin dışında kalır. Diğeri ise fare olarak dairenin ortasındadır. Kedi ; "Ben kediyim" diye seslenir.
Fare : "Ben de fareyim" der.
Kedi : "Seni yakalayacağım."
Fare : "Yakalayamazsın."
Oyun bundan sonra başlar. Kedi diğer oyuncuların engellemelerine rağmen fareyi yakalamak ister. Fare yakalanmamak için kaçar. Dairedeki çocuklar farenin kaçmasını sağlamak için ona yol verirler. Fare yakalanınca oyuna yeniden başlanır.
OYUNCAK OYUNU
Bütün çocuklar bir halka üzerinde sıralanırlar. Birisi ortadadır. Bütün öğrencilere birden altıya kadar numaralar verilir. Sonra öğretmen numaralara isimler verir.
Örneğin ; 1. ler Bebekler, 2. ler Trenler, 3. ler Toplar,
4. ler Tahta askerler, 5. ler Uçaklar, 6. lar Taksiler.
Bundan sonra ortadaki oyuncu, "Trenler" diye bağırır. Tren olan ikiler, geriye doğru bir adım atarak halka etrafında koşarlar ve tekrar yerlerine gelirler. Yerine ilk gelen öğrenci elini yukarıya kaldırır ve ortadaki ile yer değiştirerek, ikinci oyunu o başlatır.


GÜNAYDIN ( BENİMLE GELME )
Öğrenciler bir halka üzerinde, yüzleri merkeze dönük olarak durur. Bir ebe halkanın dışındadır. Halkanın etrafında koşarken hafifçe bir arkadaşına dokunarak, "Benimle gelme." der. İki oyuncu ters istikamette koşarlar. Karşılaştıkları zaman birbirlerini eğilerek selamlarlar ve "Günaydın" derler ve boş kalan yeri kapmak için koşularına devam ederler. Boş yeri kapamayan öğrenci ebe olur ve oyunu tekrarlar.

OYUN ÖRNEKLERİ

Gönderen merve Can

CİNSEL GELİŞİM

Gönderen merve Can


0-1 YAŞ ARASI DÖNEM Bebek, annesi tarafından emzirilirken ya da biberonla beslenirken, annesinin göğsü üzerinde şevkatle tutulması,annesinin kokusu ve güveni ona büyük bir haz verir. Bebekler,vermeye hazır ve muktedir olan birinden (anne veya anne yerine geçen kişiden) istediklerini alabilecekleri bir ilişki geliştirmek ve anneleriyle rahatlık duygularını geliştirmek ihtiyacındadırlar.
Devamlı ve düzenli bakım, bebeğin güven duygusunu geliştirir. Annenin kendisini hep seveceğinden, hep isteyeceğinden, onu hiç terk etmeyeceğinden emin olma duygusu çocukta "temel güven" duygusunun temelini oluşturur. Böylece çocuk önce kendisini devamlı seven,koruyan anneye güvenir, sonra korunduğu, sevildiği için kendi benliğini sevilen, sevilmeye değer olarak hisseder. Eğer bebeğin ihtiyaçları tutarlı olarak karşılanmazsa bir güvensizlik duygusu geliştirebilir.
Bebek önceleri tanımadığı bir vücuda sahiptir. İlk aylarda gerilim ya da haz duygularıyla biraz vücudunu hisseder. Başkasıyla ilişki kurmaya başlayan vücudu onu umutlandırmaya başlar. Bebeğin annesinden aldığı mutluluk duygusunun yanı sıra hissettiği başka mutluluklarda vardır. Örneğin doyan karnın verdiği haz, ılık banyo suyunun tene dokunmasından ve cinsel bölgelerden yayılan haz gibi. Bebekteki doğuştan varolan emme zevki, cinsel içgüdünün ilk aşamasıdır. Güçlü ağız ve tensel temas ilişkisi, bebeğe sıcaklık ve güven duygusu aşılar. Çevresindeki insanlara inanmaya başlar ve böyle yaşaması için gerekli olan cesareti gelişir. Emzik de bebek için emzirilme süresinin dışında yalnızca zevk duymasını sağlayan bir araç değildir. Memeden kesilme döneminde bebeğe kolaylık sağlar. 5. ve 6. Aylara doğru kaşıkla beslenme yoluyla oluşan anne-çocuk ilişkisi artık yeni bir aşamaya girer.

Hiperaktif çocuklar

Gönderen merve Can


Hiperaktiflik, çocuğun sadece yaramazlık sorunu değildir. Her yaramaz çocuğun hiperaktif olduğu söylenemez. Aslında temel yanlışlık, bu tıbbi durumun adının bilinmemesi ya da eksik bilinmesidir.Aşırı hareketlilik , fevrilik ve dikkat eksikliği ile karakterize edilen gelişimsel bir sorun olan duruma dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu denmektedir. Yukarıda sayılan üç belirtiye her çocukta farklı oranlarda rastlanabilir. Bu çocukların dışarıdan gözlenen ve dikkat çeken davranışları aşırı hareketliliktir. Yaşıtları içinde daha fazla hareketli olmaları nedeniyle hemen ayırdedilirler. Genellikle bebeklik döneminde huysuzlukları, az uyumaları ve yememeleri anne babayı fazlasıyla yorar. Okul öncesi dönemde ise ev içinde koşuşturur, yükseklere tırmanır, dolap tepelerinde gezer, bir motor tarafından sürülüyormuşçasına hareket ederler. Bir kısmı bu derece hareketli olmayabilir ancak bir yerde oturması beklenen kısa bir süre dahi oturamaz, sakin bir şekilde oynayamazlar. Kıpır kıpırdırlar, elleri dursa ayakları durmaz. “Dur” ve “Yapma” sözünden anlamazlar.Aşırı hareketlilik yanında çocuğun öğrenme performansını olumsuz olarak etkileyen ancak sıklıkla gözden kaçan diğer bir belirti ise dikkat eksikliğidir. Hiperaktif çocukların büyük bir kısmı dikkatlerini yoğunlaştırmakta güçlük çekerler. İlgileri çoğunlukla kısa sürelidir. Çabuk sıkılır ve bir etkinlikten hemen başka bir etkinliğe geçerler. Beklemeyi hiç sevmezler, sabırsızlıları nedeniyle işlerin hemen halledilmesini isterler. Özellikle öğrenmeyle ilgili alanlarda dikkatlerini yoğunlaştıramazlar, masanın başında oturma süreleri çok kısadır. Çeşitli bahaneler uydurarak sık sık masanın başından kalkarlar ya da anneyle birlikte çalışmak isterler. Ders çalışmayı sevmezler. Dikkatlerinin dış uyaranlarla dağılması nedeniyle sınıf içinde tahtayı ve öğretmeni takip edemezler. Ders dışı işlerle uğraşır ve dersi gerektiği gibi izleyemezler. Öğretmenler sıklıkla dersi dinlemediklerinden ve arkadaşlarını rahatsız ettiklerinden ya da onların dikkatlerini dağıttıklarından söz ederler. Sınavlarda dikkatsizlik nedeniyle çok basit hatalar yaparlar. Cevabını bildikleri sorulara dahi yanlış cevap verirler. Soruyu sonuna kadar okuma sabrını gösteremezler. Test sınavlarında çabuk sıkıldıkları için bazen okumadan cevaplarlar. Sınav sonuna kadar beklemeden hemen cevap kağıdını öğretmene verirler. Evde yanlarında kimse olmadan ödevlerini kendi başlarına yapamazlar.

ÇOCUKLAR OYUN OYNAYARAK ANLATIR

Gönderen merve Can


Gerek anne baba olarak gerekse eğitimci olarak bir çocuğu iyi tanımanın faydalı tartışılamaz.Yapılan çalışmalar öğrencisini yolunu kullanıp ,duygusal yaşantısını da destekleyen eğitimcilerin daha başarılı olduğunu göstermektedir.
Çocuğu tanıma ve değerlendirme yöntemlerini düşündüğümüzde aklımıza görüşme,testler ve gözlem yöntemleri gelebilir.Alanda çalışan kişiler olarak biliyoruz ki sıraladığımız tüm yöntemlerin eksik,pratik olamayan ,kısıtlayıcı yönleri olabiliyor.Yetişkinlerle çalışırken yöntemlerin kullanımı pratik olurken çocuklarla çalıştığımızda aynı pratiklikten söz edemiyoruz. İlk görüşmede test veya konuşmayı ret eden bir çocukla karşılaşmak pek de sürpriz olmuyor.Çünkü;Çocuk için bir yabancı her şeyden önce bir yetişkini temsil ediyoruz.
Çocukları gözlediğimiz de ise çocukların birbirleriyle çarçabuk kaynaşabildiğini hatta kavga ve ya çatışmadan samimi bir ilişkiye geçe bildiklerine şahit oluyoruz.Çocukların arasında ki bu iletişim gücünün kaynağı ne peki?
Bu sihirli gücün adı “ Oyun”
Oyun;Bir çocuğun işidir.
Oyunun tılsımı nerde saklı.Bu sihirli güç elimizde olursa biz yetişkinler neler yapabiliriz?
Çocuk oyunları çocuk için evrensel bir etkinlik ve onun kendini ifade etme biçimidir.Oyun yoluyla çocuk zihinsel,duygusal,motor ve sosyal becerilerin gelişimini kendi kendine sağlar.Çoğu zaman farkına varmadan kendi psikolojik çatışmalarını kendi sahnelediği oyunun içinde çözer.

Piaget; oyun çocuğun yeni durumları ve yaşantıları özümsemesine yol açar derken,Erikson,oyunu doğal bir deney ortamı olarak değerlendirmiştir.

Bir çocuğun oyununu gözleyerek; kişiliği,zeka düzeyi,ilgileri,duygusal çatışmaları,uyum ve davranış sorunları hakkında bilgi edinebiliriz.
Oyunu çocuğu tanıma yöntemi olarak kullanabileceğimiz gibi tanışma yolu ve tedavi yöntemi olarak da kullan biliriz.
Oyun tedavi edici yönü; gerilimi ve duyguların bastırılışını azaltma,kayıplar,örselenmelerin ve başarısızlıkların fantezilerle ödüllenmesine izin verme şeklidir.Kullanılan oyuncaklar,kurulan ilişkiler,ilişkilerin nitelikleri oyunun türü…vs.bilgi veri olarak değerlendirilebilir.

SEVİMLİ PARMAK KUKLA ÖRNEKLERİ

Gönderen merve Can










Çocuklarımızla eğlenceli hoş vakit geçirmeyi kim istemez... bunlarda hoş vakit geçirebilmezniz için bir kaç tane kukla örnekleri... hoş eğlenceli vakitler:)








İki Yaş Döneminde İnatçılık ve Öfke Nöbetleri

Gönderen merve Can


İki yaş ile altı yaş arası ilk çocukluk dönemi ya da okul öncesi dönem olarak adlandırılır. İki yaş için ise “ilk ergenlik dönemi” benzetmesi yapılır.
Ergenlik dönemi nasıl çocukluktan yetişkinliğe doğru bir adım ise iki yaş da bebeklikten ilk çocukluğa bir geçiş basamağıdır. Ama ergenlik dönemine benzetilmesinin tek nedeni sadece bir geçiş dönemi olması değildir. Peki nedir bu iki yaş dönemi? Bu soruya cevap vermeden önce genel olarak çocuk yetiştirirken gelişim basamaklarının öneminden biraz söz etmek gerekebilir.
Gelişim Dönemlerini Takip EtmekHamileliğin ilk günlerinden itibaren anne-babalar haftalık ve aylık gelişim basamaklarının sıkı takipçisi olurlar. Kaçıncı haftada ne olur, hangi ayda neleri öğrenmiş olması gerekir? Gelişim dönmelerini yakından takip etmek aslında anne-babaları bazı durumlarda rahatlatır (dişlerin 6 ay döneminde çıkması ve bu dönemde çocuğun huzursuz olabileceğini öğrenmek bu dönemdeki bebeğin yaşadığı sıkıntıları daha iyi anlamayı sağlayabilir) bazı durumlarda ise endişelendirebilir (3-4 yaşına geldiği halde çocuk hala konuşmuyorsa artık sadece beklemekten daha başka alternatifler araştırabilirler).
Çocukların becerilerini, gelişmelerini, davranışlarını daha iyi anlamak, anne-baba olarak uygun tutumları belirlemek için her yaşa ait özellikleri bilmek hem çocuğun becerilerinin gelişmesine destek olmalarında hem de anne-babanın davranışlarını şekillendirmesinde yardımcı olabilir.
İlk bir yılda anne- bebek arasındaki güven ilişkisinin kurulması gelişim için en önemli adımdır. Bebek tüm temel ihtiyaçlarının (beslenme, temizlik, uyku, sevgi ve güven) karşılanması için annesine bağımlıdır. Doğal olarak da kendini annenin bir parçası, bir uzantısı olarak algılar. İlk bir yılın sonlarına doğru bebeğin dış dünyaya olan farkındalığı yavaş yavaş artmaya başlar, gelişmeye başlayan hareket kabiliyeti ile emekleyerek de olsa etrafını keşfetmek ister. Yaşamın ki ilk iki yılı bebeklik dönemi olarak adlandırılır. İki yaşından itibaren ise 6 yaşa kadar olan döneme ilk çocukluk dönemi denilir. Yaşamın ilk iki yılında fiziksel ve bilişsel gelişmeler ön plana çıkarken iki yaştan itibaren dil alanındaki gelişmeler ile sosyal ve duygusal alandaki becerilerin gelişimi daha çok dikkat çekmeye başlar.

OZGUVENLI COCUKLAR YETISTIRMEK ICIN YAPILABILECEKLER

Gönderen merve Can


Hepimiz kendıne guvenı tam olan çocuklar yetiştirmek isteriz.fakat herşey gibi bunada çaba harcamamız gerekmektedir.Bunun için bazı şeyler yapmamız gerekebilir..


Şartsız Sevgi GöstermekAnne babanın en önemli etkileme aracı, çocuklarıyla olan ilişkisidir. Çocuğa değer veren bir ilişki, doğal olarak onun özgüvenini artırır. Koşullu sevgi çocuklarda korkular, bağımlılıklar ve özgüven sorunları doğurur.
Çocuklarınızı yaptıkları şeyler yüzünden değil, kendileri oldukları için sevin.
Kişi ve davranışı birbirinden farklıdır. Bir çocuğun kişiliğini onun davranışıyla karıştırmayın.
Kıyaslamak reddetmektir.


Dinlemeyi Öğrenmek
Çocukların duyguları, gözlemleri ve algıladıkları dinlenmeye değerdir. Dinlemek, çocukların öz saygılarını artırmaktadır. Aktif dinlemeyle aileler, olayları daha çok çocuğun gözünden görmeye başlamakta ve böylece çocuk da duygularına önem verildiğini anlamaktadır.
Size bir şeyler söylemek istediğinde, gerçekten ona zaman ayıramayacaksanız uygun olmadığınızı ve ne zaman uygun olacağınızı söyleyin. Çocuklarınızla aranızdaki ilişkide sahici ve içten olun.


Çocuğun Başarılarını Görmek
Ne kadar küçük olursa olsun her başarısı kabul edilmeli ve ona başarılı olacağı şeyler bulunmalıdır.
Mutlaka, çocuğunuzun iyi yaptığı bir şeyler vardır. Onu keşfedip, sık sık başarısının altını çizin.

ÇOCUKLARIN ALABİLECEKLERİ SORUMLULUKLAR

Gönderen merve Can


Çocuğunuzdan hiçbir zaman sizin kadar sorumlu olmasını beklemeyin! Aşağıda yaş gruplarına göre örneklerle hangi sorumlulukları alacağı anlatılmış.Hiç bir zaman yaşından daha fazla sorumluluk yüklemeyin.


İki ve Üç Yaş Çocuklarının Alabilecekleri Sorumluluklar
Oyuncakları toplamak ve onları yerlerine koymak,
Kitap ve dergileri gerekli yerlere koymak,
Peçete, tabak ve çatal kaşıkları sofraya koymak (ama istenen biçimde olmayabilir),
Bir şeyler yedikten sonra kendi kirli tabaklarını kaldırmak,
Kendisiyle ilgili bazı durumlarla ilgili seçme imkanının sunulması sonucunda karar verme yeteneğinin gelişmesi,
Sofranın toplanmasına yardımcı olmak,
Yardımla giyinmek ve soyunmak


Dört Yaş Çocuklarının Alabilecekleri Sorumluluklar

Sofrayı kurmak,
Oyun oynadıktan sonra oyuncaklarını veya kendine ait eşyaları yerlerine kaldırmak,
Oyun oynarken nerede olacağını anne babasına söylemek,
Toz alma gibi basit ev işlerinde yardımcı olmak,
Bulaşık makinesinin doldurulmasına yardım etmek,
Alışveriş dönüşü malzemelerin yerleştirilmesine yardımcı olmak,
Alışveriş sırasında malzemelerin raflardan alınmasına yardımcı olmak,
Basit bazı yiyeceklerin hazırlanmasına yardım etmek. .